Arap ülkelerinden ‘Filistinliler evlerini terketmemeli’ mesajı
İsrail’in bir milyonun üzerindeki Gazzeliye evlerini terk edip Mısır sınırına doğru gitme talimatı vermesi, Arap ülkelerinin tepkisine neden oldu. Kahire ve Amman, Filistinlilerin evlerinden ayrılmaması gerektiğini savunuyor.
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Filistin topraklarına sınırı bulunan Arap ülkeleri, Filistinlilerin kendi evlerinden ayrılmaması gerektiğini belirtiyor.
Binyamin Netanyahu’nun başbakanlığındaki İsrail yönetimi, Gazze’ye yönelik başlattığı savaş kapsamında bir milyonu aşkın kişiye Mısır sınırındaki güneye doğru çekilmeleri talimatı verdi.
Netanyahu, abluka altındaki Gazze Şeridi sakinlerine “bölgeyi terk edin” çağrısı yaptı ve Hamas’ın bulunduğunu iddia ettiği tüm bölgeleri “enkaza çevireceklerini” söyledi.
İnsan hakları örgütleri, Gazze’yi, dünyada metrekare başına en fazla insanın yaşadığı bir açıkhava hapishanesine benzetiyor.
Akdeniz kıyısındaki eni 7, boyu ise 42 kilometre uzunluğunda olan Gazze Şeridi’nde 2,3 milyon Filistinli yaşıyor.
Uluslararası toplum, Mısır ve Ürdün’e, Gazzeli sivillerin kaçabileceği insani koridor açılması çağrısında bulunuyor.
Ancak gerek Mısır ve gerekse Batı Şeria’ya sınırı bulunan Ürdün yönetimleri, Filistinlilerin kendi topraklarında kalması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Analistlere göre bu durum Arapların, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın, Filistinlilerin gelecekte bir devlet kurmak istedikleri topraklarda yeni bir kalıcı göç dalgasına yol açabileceği yönündeki derin endişelerini yansıtıyor.
Arap devletleri savaş tırmansa da Filistinlilerin topraklarında kalması gerektiği konusunda ısrar ediyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, yaptığı açıklamada, “Bu mesele, tüm davaların kaynağı, tüm Arapların davasıdır. Filistin halkının kendi topraklarında sabit ve mevcut kalması önemli.” diye konuştu.
Filistinliler için, devlet kurmak istedikleri topraklardan ayrılma ya da sürülme düşüncesi “Nakba” yani “Büyük Felaket”in izlerini taşıyor.
İsrail devletinin kuruluşu (1948) sırasında yüz binlerce Filistinli evlerinden ya zorla çıkarılmış ya da kaçmak zorunda kalmıştı.
İngiliz yönetimindeki Filistin’in Arap nüfusunun önemli bir kımını oluşturan yaklaşık 700 bin Filistinli mülksüzleştirilmiş ve yerlerinden edilmişti.
Mülteci konumuna düşen bu Filistinlilerin birçoğu komşu Arap devletlerine akın ederken kendileri ve torunları hala o ülkelerdeki mülteci kamplarında yaşamaya devam ediyor.
İsrail, Filistinlileri sürdüğü iddiasını reddediyor ve kurulduktan sonra beş Arap devleti tarafından saldırıya uğradığını iddia ediyor.
Hamas yönetimindeki Gazze’de camilerden, “Evlerinizde kalın. Topraklarınıza sahip çıkın” mesajları verilirken on binlerce insan güneye doğru akın ediyor.
Bazıları ise evlerinde kalmaya devam ediyor. Bombalanan binasının önünde duran 20 yaşındaki Muhammed isimli Gazze sakini ise “Ölüm gitmekten daha iyi.” diyerek evini terk etmeyeceğini söyledi.
Ürdün Kralı Abdullah, “Filistinlileri tüm Filistin topraklarından zorla çıkarmak ya da ülke içinde yerlerinden edilmelerine neden olacak her türlü girişime karşı” olduklarını belirtti.
Abdullah, krizin komşu ülkelere sıçramasını ve mülteci sorununun daha da kötüleşmesini önleme çağrısını yineledi.
22 üyeli Arap Birliği’nin Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt ise, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e “İsrail’in toplumu yerlerinden etmeye yönelik bu çılgın adımını acilen kınaması” için çağrıda bulundu.
İsrail’in en güçlü destekçisi konumundaki Amerika Birleşik Devletleri ise Gazzeli sivillerin “güvenli geçişi” adımı için İsrail ve Mısır ile görüştüğünü açıkladı.
BM sözcüsü Stephane Dujarric, “Sivillerin korunması gerekiyor. Gazzelilerin kitlesel göçünü görmek istemiyoruz.” sözleriyle Birleşmiş Milletler’in görüşünü ortaya koydu.
İsrail’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Gilad Erdan ise tahliye uyarısının “(insanları) geçici olarak güneye taşımak ve sivillerin zarar görmesini azaltmak için” yapıldığını iddia etti.
Birleşmiş Milletler’in bu ihtiyati tedbirler için “İsrail’e övgüde bulunması” gerektiğini ileri süren Erdan, “BM, yıllardır Hamas’ın Gazze’deki terör yığınağı karşısında başını kuma gömdü.” diye konuştu.
Filistinli mültecilerin kaderi, olası barış sürecinin en çetrefilli konularından biri.
Filistinliler ve Arap devletleri varılacak bir anlaşmanın mültecilerin ve onların torunlarının geri dönme hakkını da içermesi gerektiğini belirtiyor ki İsrail bunu sürekli olarak reddediyor.
Ayrıca İsrail’in bazı açıklamaları Arapların endişelerini arttırıyor.
Bir İsrailli askeri sözcü, Filistinlilere, Gazze’nin Mısır’la olan güney sınırındaki Refah sınır kapısından “çıkmalarını” tavsiye edeceğini söyledi.
İsrail ordusu ise bir (düzeltme) açıklama yayınlayarak geçişin o sırada kapalı olduğunu belirtti.
Refah kapısı Gazzelilerin dış dünyaya açılan tek kapısı. Diğer tüm çıkışlar İsrail’e açılıyor.
Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta yaşayan 36 yaşındaki iki çocuk annesi Meryem el Farra, kent içinde yerinden edilen insanların su, elektrik ya da internet bağlantıları olmadan bir arada sıkışıp kaldıklarını dile getirdi.
“İnsanlar hepimizin Sina’ya gideceğini, zorla yerimizden edileceğimizi söylüyorlar” diyen el Farra, “Bizim bunlarla hiçbir ilgimiz yok. Biz sadece barış içinde yaşamak istiyoruz.” sözleriyle korkularını anlattı.
Kahire, sorunun Filistinlilerin kitlesel göçe zorlanması yoluyla çözülmesinin kabul edilemez olduğunu belirtiyor.
Batılı bazı uzmanlar, Filistinlilerin Sina Yarımadası’na gönderilmesinin Arap toplumlarında şu şekilde algılanacağı değerlendirmesinde bulunuyor:
“Mısır kamuoyu bunu ağırlıklı olarak etnik temizliğin, zorla yerinden edilmenin ve temelde sınır dışı edilmenin bir başlangıcı olarak görecek ve Filistinlilerin bir daha asla vatanlarına geri dönmeyecekleri düşüncesine kapılacaklar”
Gazze’deki çatışma, büyük bir Filistinli mülteci nüfusa ev sahipliği yapan Ürdün’de, daha geniş çaplı bir gerginliğin İsraillilere, Filistinlileri Batı Şeria’dan da topluca çıkarmak için bir transfer politikası uygulama fırsatı vereceği endişelerini de harekete geçirmiş durumda.
Çarşamba günü yapılan Arap Birliği toplantısının ardından konuşan Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, tüm Arap devletlerinin, Filistinlileri anavatanlarından sürmeye yönelik her türlü girişime karşı koyma konusunda hemfikir olduğunu dile getirdi.